Mimarlık zamanı, en eski medeniyetlere kadar uzanan uzun ve büyüleyici bir tarihtir. Yüzyıllar süresince mimarlar, Giza piramitlerinden Tac Mahal’e kadar dünyanın en güzel ve hayranlık uyandıran yapılarından kimilerini yarattılar. Bu yapılar yalnızca mimari şaheserler değil, bununla beraber insan ruhunun yaratıcılığının ve ustalığının da kanıtıdır.
Bu yazıda, mimarlığın tarihini, en erken başlangıcından günümüze kadar inceleyeceğiz. Zamanla ortaya çıkan değişik mimarlık stillerini tartışacağız ve dünyanın inşa edilmiş çevresini şekillendiren mimarlar ile alakalı data edineceğiz. Ek olarak mimarlığın geleceğini ve değişen bir dünyanın gereksinimlerini karşılamaya yönelik iyi mi evrildiğini inceleyeceğiz.
Şayet mimarlık zamanı ile alakalı daha çok data edinmek istiyorsanız yahut hayattaki binaların iyi mi ortaya çıktığını merak ediyorsanız, okumaya devam edin!
Mimarlık, binaları ve öteki yapıları tasarlama ve inşa etme sanatı ve bilimidir. Mühendislik, sanat ve tarih de dahil olmak suretiyle oldukça muhtelif becerileri içeren karmaşa bir disiplindir. Mimarlar, müşterilerinin gereksinimlerini ve projelerinin çevresel ve toplumsal kısıtlamalarını anlayabilmelidir. Ek olarak hem işlevsel aynı zamanda güzel duyu açıdan hoş tasarımlar yaratabilmelidirler.
Mimarlık zamanı, en eski medeniyetlere kadar uzanan uzun ve büyüleyici bir tarihtir. Malum ilk yapılar, ahşap yahut taştan yapılma sıradan barınaklardı. Zaman içinde, bu yapılar daha karmaşa hale geldi ve tuğla ve beton şeklinde yeni malzemeler tanıtıldı. Medeniyetler büyüdükçe ve geliştikçe, mimarileri de büyüdü.
Günümüzde mimarlık, dünyanın her ülkesinde uygulanan küresel bir disiplindir. Mimarlar, müşterilerinin ve bulundukları toplulukların gereksinimlerini karşılayan binalar yaratmak için muhtelif malzemeler ve teknikler kullanırlar.
II. Mimarlık
Mimarlık zamanı birkaç ana döneme ayrılabilir:
- Tarih Öncesi (M.Ö. 3000 – M.Ö. 3)
- Antik Yunan (M.Ö. 3-M.Ö. 323)
- Antik Roma (M.Ö. 323 – MS 476)
- Orta Asır (ortalama MS 476 – MS 1453)
- Rönesans (ortalama MS 1453 – MS 1600)
- Barok (MS 1600 – MS 17)
- Neoklasisizm (ortalama MS 17 – MS 18)
- Modernizm (ortalama MS 18 – MS 19)
- Postmodernizm (ortalama 19 CE – günümüz)
Bu dönemlerin her biri kendine has mimari tarzıyla karakterize edilir. Mesela, antik Yunan mimarisi sıradan geometrik formların kullanması ve bakışım ve orantıya vurgu yapmasıyla karakterize edilir. Antik Roma mimarisi kemerler, kubbeler ve sütunların kullanımıyla karakterize edilir. Orta Asır mimarisi ağır duvar işçiliğinin kullanması ve dini sembolizme vurgu yapmasıyla karakterize edilir.
Mimarlık zamanı büyüleyici bir tarihtir ve olağanüstü hikayeler ve güzel binalarla doludur. Mimarlık tarihini öğrenerek, etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlayabilir ve insan yaratıcılığının güzelliğini ve yaratıcılığını takdir edebiliriz.
III. Değişik Mimari Stilleri
Yüzyıllar süresince mimarlar oldukça muhtelif mimari stilleri yarattılar. Bu stiller çoğu zaman muayyen süre dilimleriyle yahut muayyen kültürlerle ilişkilendirilir. En yaygın mimari stillerinden bazıları şunlardır:
- Klasik mimari
- Gotik mimari
- Rönesans mimarisi
- Barok mimarisi
- Neoklasik mimari
- Modernist mimari
- Postmodern mimari
Bu mimari stillerinin her biri kendine has benzersiz özelliklere haizdir. Mesela, klasik mimari sıradan geometrik formların kullanması ve bakışım ve orana vurgu yapmasıyla karakterize edilir. Gotik mimari sivri kemerler, uçan payandalar ve nervürlü kemerlerin kullanımıyla karakterize edilir.
Antet | Yanıt |
---|---|
Mimarlık | Bina ve öteki yapıları tasarlama ve inşa etme sanatı ve bilimi. |
Uygarlık | Fazlaca sayıda insanoğlunun kalıcı yerleşim yerlerinde yaşamış olduğu ve işbölümü kurmak için birbirleriyle ortaklık icra ettiği karmaşa topluluk. |
Miras | Geçmişten bizlere miras kalan, bilhassa kıymeti yahut önemi olan bir şey. |
Kalıntılar | Yıkılmış yahut bakımsız hale gelmiş bir binanın yahut öteki yapının kalıntıları. |
Ortaya çıkarmak | Gizlenmiş yahut örtbas edilmiş bir şeyi görünür yahut bilinir kılmak. |
II. Mimarlık
Mimarlık zamanı, binlerce yıla yayılan ve oldukça muhtelif kültür ve stilleri kapsayan uzun ve karmaşa bir tarihtir. En eski mağara evlerinden günümüzün yüksek gökdelenlerine kadar mimarlık, dünyamızı şekillendirmede yaşamsal bir rol oynamıştır.
Mimarinin en eski örnekleri, insanların barınak ve depolama için kalıcı yapılar inşa etmeye başladığı Neolitik döneme kadar uzanır. Bu erken yapılar tasavvur olarak basitti, sadece sonraki yüzyıllarda daha karmaşa mimari formların geliştirilmesinin temelini attılar.
Antik dünyada mimari, Mısır, Yunanistan, Roma, Çin ve Hindistan şeklinde birçok değişik kültürde gelişti. Bu kültürlerin her biri, kendi dini inançlarını, sosyal geleneklerini ve politik sistemlerini yansıtan kendi benzersiz mimari tarzını geliştirdi.
Orta Asır, birçok kültürün harp ve dini çatışmaya odaklanması sebebiyle mimari yeniliklerde bir düşüş görmüş oldu. Sadece bu zamanda, Avrupa’nın Gotik katedrallerinin inşası da dahil olmak suretiyle birtakım mühim mimari başarılar elde edildi.
Rönesans, klasik eğitim ve kültüre olan ilginin yine canlandığı bir dönemdi ve bu da mimariye olan ilginin yine canlanmasına yol açtı. Bu zamanda mimarlar yeni formlar ve teknikler denemeye başladı ve Roma’daki Kolezyum ve Hindistan’daki Tac Mahal dahil olmak suretiyle dünyanın en meşhur mimari yapılarının bir çok inşa edildi.
Aydınlanma Çağı büyük entelektüel ve ilmi ilerlemenin yaşandığı bir dönemdi ve bunun mimarlık üstünde derin bir tesiri oldu. Mimarlar yeni malzemeler ve teknikler kullanmaya başladılar ve değişen sosyal ve politik manzarayı yansıtan yeni stiller denediler.
Endüstri Devrimi süratli teknolojik değişiklik zamanıydı ve bunun mimari üstünde büyük bir tesiri oldu. Mimarlar çelik ve cam şeklinde yeni malzemeler kullanmaya başladılar ve daha bereketli ve maliyet açısından daha müessir yeni inşa etme yolları geliştirdiler.
20. yüzyılda, geçmişin geleneksel stillerini reddeden yeni bir mimari hareket olan Modernizm yükselişe geçti. Modernist mimarlar, işlevsel, bereketli ve çağdaş dönemin ifadesini yansıtan binalar yaratmaya çalıştılar.
21. yüzyılda Postmodernizm olarak malum yeni bir mimari tarzın ortaya çıkışı görüldü. Postmodernist mimarlar hem zamanı aynı zamanda çağıl olmak suretiyle muhtelif etkilerden yararlanır ve çoğu zaman keyifli ve deneysel binalar yaratırlar.
III. Değişik Mimari Stilleri
Her biri kendine has özelliklere haiz birçok değişik mimari yoldam vardır. En yaygın stillerden bazıları şunlardır:
- Klasik mimari
- Gotik mimari
- Rönesans mimarisi
- Barok mimarisi
- Neoklasik mimari
- Art Nouveau mimarisi
- Art Deco mimarisi
- Çağdaş mimari
- Postmodern mimari
Bu stillerin her biri, muayyen malzemelerin kullanması, inşaat teknikleri ve dekoratif öğeler şeklinde kendine has özelliklere haizdir. Mesela, klasik mimari sütunlar, kemerler ve kubbelerin kullanımıyla karakterize edilirken, Gotik mimari sivri kemerleri, uçan payandaları ve vitray pencereleriyle bilinir.
Değişik mimari stilleri zaman içinde evrimleşmiş ve kültürel, dini ve teknolojik gelişmeler de dahil olmak suretiyle muhtelif faktörlerden etkilenmiştir. Mesela, Orta Asır’da Hristiyanlığın yükselişi, yükselen yükseklikleri ve detaylı süslemeleriyle karakterize edilen Gotik mimarinin gelişmesine yol açmıştır.
Dünyanın her yerinde değişik mimari tarzlara rastlamak olası ve bunlar, onları yaratan toplumların geçmişine ve kültürüne dair ipuçları sunuyor.
IV. Meşhur Mimarlar
İşte tarihin en meşhur baş yapıcılarından bazılarının en dikkat cazibeli eserleriyle beraber sıralaması:
-
Antoni Gaudí (1852-1926) – Katalan modernizmini Gotik ve Art Nouveau etkileriyle birleştiren benzersiz tarzıyla tanınan İspanyol mimar. En meşhur eserleri içinde Barselona’daki Sagrada Família ve Casa Batlló yer alır.
-
Frank Lloyd Wright (1867-1959) – Çağdaş mimarinin öncülerinden biri olarak önde gelen Amerikalı mimar. En meşhur eserleri içinde Pensilvanya’daki Fallingwater evi ve New York City’deki Guggenheim Müzesi yer alır.
-
Le Corbusier (1887-1965) – Internasyonal Mimarlık Stili’nin biri olan isimlerinden kabul edilen İsviçreli-Fransız mimar. En meşhur eserleri içinde Marsilya’daki Unité d’Habitation ve Hindistan’daki Chandigarh Capitol Kompleksi yer alır.
-
Zaha Hadid (1950-2016) – Avangart tasarımlarıyla tanınan Iraklı-İngiliz mimar. En meşhur eserleri içinde Bakü’deki Heydar Aliyev Merkezi ve Çin’deki Guangzhou Opera Binası yer alır.
-
Santiago Calatrava (1951 doğumlu) – Köprüleri, tren istasyonları ve müzeleriyle tanınan İspanyol mimar. En meşhur eserleri içinde Malmö’deki Turning Torso ve New York City’deki Oculus yer alır.
V. Sürdürülebilir Mimarlık
Sürdürülebilir mimari, bir binanın çevresel tesirini en aza indirmek için tasarlanmış bir mimari türüdür. Bu, geri dönüştürülmüş yahut yenilenebilir malzemeler kullanılarak, enerji açısından bereketli binalar tasarlanarak ve insanların yaşayıp çalışabileceği konforlu ve sıhhatli alanlar yaratılarak yapılabilir.
Sürdürülebilir mimarinin pek oldukça faydası vardır, bunlardan bazıları şunlardır:
- Azaltılmış çevresel tesir
- Daha düşük enerji maliyetleri
- İyileştirilmiş iç mekan hava kalitesi
- Artan konfor ve bereketlilik
Sürdürülebilir mimari ile alakalı daha çok data edinmekle ilgileniyorsanız, çevrimiçi ve kütüphanelerde birçok kaynak mevcuttur. Ek olarak dünyanın dört bir yanından sürdürülebilir mimarinin birçok örneğini bulabilirsiniz.
VI. Mimarlığın Geleceği
Mimarlığın geleceği olasılıklarla dolu. Binaları tasarlama ve inşa etme şeklimizi değiştiren yeni teknolojiler ortaya çıkıyor.
En ümit verici teknolojilerden biri 3D baskıdır. 3D baskı, geleneksel yöntemlerle inşa edilmesi olanaksız olan karmaşa yapılar oluşturmamızı sağlar. Bu teknoloji halihazırda evler, köprüler ve öteki yapılar kurmak için kullanılıyor.
Bir öteki yeni ortaya çıkan teknoloji ise suni zekadır (AI). AI, mimarların daha bereketli ve sürdürülebilir binalar tasarlamalarına destek olmak için kullanılabilir. AI ek olarak, mimarların değişik tasarımları kontrol edebilmeleri ve reel dünya koşullarında iyi mi performans göstereceklerini görebilmeleri için bina simülasyonları kurmak için de kullanılabilir.
Mimarlığın geleceği de sürdürülebilir binalara olan artan taleple şekilleniyor. Sürdürülebilir binalar daha azca enerji ve kaynak kullanacak ve etraf üstünde daha azca tesir yaratacak halde tasarlanıyor.
Mimarlar bu öğrenci, daha çok enerji tasarrufu elde eden, yenilenebilir enerji kaynakları kullanan ve sürdürülebilir malzemelerden yapılma binalar tasarlayarak cevap veriyorlar.
Mimarlığın geleceği parlak. Binaları tasarlama ve inşa etme şeklimizi değiştiren yeni teknolojiler ortaya çıkıyor. Bu teknolojiler daha sürdürülebilir, bereketli ve güzel binalar yaratmamıza destek oluyor.
VII. Mimari Tasavvur İlkeleri
Mimari tasavvur ilkeleri, bir binanın yaratılışına rehberlik eden temel kavramlardır. Balans, nispet, ahenk ve intizam ilkelerine dayanırlar.
Balans, bir tasarımdaki görsel ağırlığın dağılımıdır. Nispet, bir tasarımdaki değişik öğelerin boyutları arasındaki ilişkidir. Ahenk, bir tasarımdaki birlik ve tutarlılık hissidir. Düzenlilik, bir tasarımdaki öğelerin mantıksal düzenlenmesidir.
Mimari tasavvur ilkeleri görsel olarak cazibeli ve işlevsel bir bina yaratmak için eğer olmazsa olmazdır. Ek olarak bir bina için bir yer ve hüviyet duygusu yaratmaya da destek olabilirler.
İşte mimari tasarımın en mühim prensiplerinden bazıları:
- Bakışım: Bir merkez eksenin her iki yanındaki elemanların birbirlerinin ayna görüntüsü olacak halde düzenlenmesi.
- Asimetri: Öğelerin birbirinin ayna görüntüsünü oluşturmayacak halde düzenlenmesi.
- Yine: Tasavvur süresince aynı yahut benzer öğelerin kullanılması.
- Kontrast: Görsel alaka yaratmak için değişik unsurların kullanılması.
- Ölçüt: Bir tasarımdaki değişik elemanların boyutları arasındaki ilişki.
- Aşama: Öğelerin ehemmiyet duygusu yaratacak halde düzenlenmesi.
- Birlik: Tasarımda ahenk ve birliktelik duygusu.
- Düzenlilik: Bir tasarımdaki öğelerin mantıksal düzenlenmesi.
Mimari tasavvur ilkeleri görsel olarak cazibeli ve işlevsel bir bina yaratmak için eğer olmazsa olmazdır. Ek olarak bir bina için bir yer ve hüviyet duygusu yaratmaya da destek olabilirler.
Mimari Öğeler
Mimari elemanlar herhangi bir yapının temel yapı taşlarıdır. Duvarlar, çatılar, pencereler, kapılar ve sütunlar şeklinde şeyleri ihtiva ederler. Her elemanın muayyen bir işlevi vardır ve binanın genel tasarımına katkıda bulunur.
Duvarlar bir alanı çevrelemek ve elementlerden korunmak için kullanılır. Taş, tuğla, beton, ahşap ve metal şeklinde muhtelif malzemelerden yapılabilirler. Çatılar bir binanın içini hava koşullarından korur. Düz, eğimli yahut kavisli olabilirler. Pencereler ve kapılar bir binaya fer ve hava girmesini sağlar ve dışarıya erişim sağlar. Sütunlar bir çatının yahut öteki yapının ağırlığını taşımaya destek olan dikey desteklerdir.
Mimari öğeler, değişik bina türleri yaratmak için muhtelif şekillerde düzenlenebilir. Mesela, bir evin eğimli bir çatısı, ahşaptan yapılma duvarları ve çevredeki manzaranın manzarasını sunan pencereleri ve kapıları olabilir. Bir kilisenin kubbe benzer biçimde bir çatısı, taştan yapılma duvarları ve büyük vitray pencereleri olabilir. Bir müzenin düz bir çatısı, betondan yapılma duvarları ve birkaç penceresi olabilir.
Muayyen bir bina için mimari elemanların tarzı, binanın işlevi, iklim, mevcut malzemeler ve bütçe dahil olmak suretiyle bir takım faktörden etkilenir.
IX. İnşaat Dönemi
Bir binanın inşa dönemi karmaşa ve karmaşıktır, birçok değişik adım ve zanaat ihtiva eder. Aşağıda tipik inşaat periyodunun kısa bir özeti verilmiştir:
- Site Hazırlığı
- Temel
- Duvarlar
- Çatı
- Pencereler ve Kapılar
- İç Cephe Kaplamaları
- Dış Cephe Kaplamaları
- Mekanik Sistemler
- Elektrik Sistemleri
- Peyzaj düzenlemesi
Bu adımların her biri genel inşaat dönemi için önemlidir ve herhangi bir alandaki gecikmeler yahut yanlışlar projenin geri kalanı üstünde dalga tesiri yaratabilir.
İnşaat dönemi, projenin ebatlarına ve karmaşıklığına bağlı olarak birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Tek ailelik bir evin inşa edilmesinin yaklaşık süresi ortalama 6-8 aydır.
İnşaat maliyeti, kullanılan malzemelere, projenin ebatlarına ve konuma bağlı olarak mühim seviyede değişebilir. ABD Birleşik Devletleri’nde tek ailelik bir ev inşa etmenin yaklaşık maliyeti ortalama 250.000 dolardır.
S: Mimarlık nelerdir?
A: Mimarlık, binaları ve öteki yapıları tasarlama ve inşa etme sanatı ve bilimidir. Binaların hem güzel duyu aynı zamanda işlevsel yönleriyle ve çevreleriyle iyi mi etkileşime girdikleri ile ilgilenir.
S: Mimarideki değişik stiller nedir?
A: Her biri kendine has özelliklere haiz birçok değişik mimari yoldam vardır. En yaygın stillerden bazıları klasik, çağdaş, postmodern ve mahalli mimaridir.
S: Mimarlıkta geleceğin trendleri neler?
A: Mimarlığın geleceğinin iklim değişikliği, teknolojik gelişmeler ve değişen toplumsal gereksinimler şeklinde bir takım unsur tarafınca şekillendirilmesi muhtemeldir. İzlenmesi ihtiyaç duyulan temel trendlerden bazıları sürdürülebilir mimari, modüler inşaat ve dijital tasarımdır.
0 Yorum